Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, çeşitli branşlarda toplam 3 bin 297 işçi istihdamı için çalışmaları tamamladıklarını söyledi.
Kurum, TBMM Plan ve Bütçe Komitesinde, Bakanlığının 2023 yılı bütçesinin üzerinde milletvekillerinin tenkit ve sorularını yanıtladı.
Devlet olarak İzmir’de tarihinin en büyük dönüşümünü gerçekleştirdiklerini ifade eden Kurum, “Depremden 2 saat sonra oradaydık. Sokak, sokak, mahalle mahalle hepsine gittik. Enkaz alanından bir saat bile ayrılmadık. Orada vatandaşımızla birlikteydik. Biz ‘burayı CHP belediyesi yönetiyor, buradaki beşerler bize oy veriyor yahut vermiyor’ demedik. Tüm vatandaşlarımıza kucak açtık.” dedi.
Çalışmaları en hızlı şekilde gerçekleştireceklerine dair vatandaşa söz verdiklerini belirten Kurum, “Burada yapımla ilgili bir imar artışı da yapmadan ‘İzmir’e, Bayraklı’ya yakışacak bir proje gerçekleştireceğiz’ dedik. Gittik, dünyanın, Türkiye’nin en âlâ mimarlarıyla projelerimizi çizdik, taban iyileştirmelerini yaptık. Bunların hepsini pandemi ve salgın sürecinde yaptık. Bütün dünyanın durduğu periyotta yaptık. Bir yıl bile olmadan birinci konutlarımızın teslimlerini gururla yaptık. Akabinde etap etap Bayraklı’daki 1400 konutumuzun tamamını teslim ettik. Yıl sonuna kadar rezerv alandaki 3600 konutumuzun teslimlerini yapacağız. O coşkudan, mutluluktan sizlerin de pay almasını öneriyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Kurum, Bayraklı’da vatandaşlarla devlet-millet kaynaşması ve bütünlüğü ile birlik ve beraberliğin ne olduğunu tüm Türkiye’ye gösterdiklerini ifade etti.
Milletvekilleri ve belediye başkanlarıyla birlikte millete hizmet etmeye devam edeceklerini vurgulayan Kurum, şunları söyledi:
“Bizim İzmir’e dair kimi sözlerimizi çarpıtarak, bağlamından ayırarak beceriksizliği, liyakatsizliği, makus idaresi gizleyemezsiniz. Biz ne dediğimizi çok âlâ biliyoruz. Biz kimseden ulusal iradeye saygıyı, demokrasiyi öğrenecek değiliz. Bizim kastımız, İzmir’in mağdur edildiğini, hak etmediği şekilde yönetildiğini ifade etmektir. 25 yıldır İzmir’de hiçbir şey yapılmayacak sonra da İzmir’le ilgili bu hakikati ifade edince feveran edilecek. Gerçekten şöyle bir aynaya bakın. Ben üzülüyorum, İzmir’e her gittiğimde o gecekonduda yaşayan vatandaşlarımızı gördüğümde üzülüyorum. Siz de yapın. Ben belediye liderimize söyledim. Sayın lidere ‘ne varsa getirin’ dedim. ‘Dönüştürülebilecek İzmir’de hangi alan varsa dayanak olacağız, yardımcı olacağız’ dedik. Hala aynısını söylüyoruz. O yüzden rica ediyorum bize yaptığınız eleştirilerin onda birini de 3 buçuk yıldır yönettiğiniz belediyelerinize bir yapın. ‘Arkadaş siz de bunları niçin yapmıyorsunuz?’ diye sorun. Ulusal iradeye samimiyetinizi o vakit göreceğiz. Kimseyi engellemiyoruz.”
-“Yine kronik muhalefet hastalığına tutulmuş durumdalar”
Kurum, İzmir Buca açık cezaevinin imar planı değişikliğiyle ilgili soru üzerine, burada eski cezaevi olarak kullanılan 78 bin metrekare alanın vatandaşların kullanımına kapalı olduğunu ve bu alanın Buca Belediyesi tarafından onaylanan imar planlarında alışveriş merkezi olarak ayrıldığını söyledi.
Kurum, cezaevinin yıkılmasının akabinde hazırladıkları imar planlarıyla tezlerin tam bilakis AVM kullanımını büsbütün kaldırdıklarını ve bu alanın yüzde 57’sini toplumsal donatıya, 20 bin 500 metrekaresini mevcut ağaçların korunmasını sağlayacak halde yeşil alan, 7 bin 800 metrekaresini eğitim alanı, 2 bin 600 metrekaresini pazar ve belediye hizmet alanı olarak ayırdıklarını bildirdi. Kurum, “İtiraz eden arkadaşlar hazırlanan planı ya doğru incelememiş ya da neye itiraz ettiklerini bilmiyorlar ya da üzülerek söylüyorum ki yine kronik muhalefet hastalığına tutulmuş durumdalar” değerlendirmesini yaptı.
SİT alanlarında kaçak yapılaşmaya müsaade verildiği tezinin yanlış olduğunu vurgulayan Kurum, Türkiye genelinde özel etraf müdafaa bölgeleri ve doğal SİT alanlarında 6 bin 698 kontrol yaptıklarını, 9 bin 261 kaçak yapı tespit ettiklerini, bu yapıların 4 bin 16’sı ile ilgili cürüm duyurusunda bulunduklarını ve 835 yapıyı yıktıklarını bildirdi.
-“Kimseyi ayırmadan gece gündüz çalışıyoruz”
Kurum, belediyelere aktarılan ödeneklerde iktidar ve muhalefet belediyeleri ortasında ayrımcılık yapıldığı savlarına ait de şunları söyledi:
“Belediyelerin ödenek ve kredi talepleri belediyelerin kredi kabiliyetleri göz önüne alınarak kıymetlendirilir. Bu doğrultuda uygun talepler Vilayetler Bankasının yatırım programına girer ve sonuçlandırılır. Ben muhalefet vekillerimizden evvel kendi belediyelerinin kredi kabiliyetlerine, proje meblağlarına bakmalarını öneriyorum. Yalnızca muhalefet belediyesinden geldiği için onaylanmadığı tez edilen bir proje, plan varsa söylensin, neden onaylanmadığına ait açıklamamızı da yapalım. Sizden rica ediyoruz şu ‘engelleniyoruz’ siyasetini bırakın. Bakın biz CHP’li, İYİ Parti’li, HDP’li belediyelerden milletimizin, vatandaşımızın hayrına hangi iş gelmiş de engellemişiz? Hangi iş gelmiş buna engel olmuşuz bir tane örnek vermenizi istiyorum. Bir dönün aynaya bakın lütfen. Biz kimseyi ayırmadan, ötekileştirmeden gece gündüz çalışıyoruz.”
“Vatandaşlarımız da bizimle aynı şeyleri düşünüyor”
Sosyal konut kampanyasıyla ilgili yaptıkları kamuoyu araştırmasını da aktaran Kurum, vatandaşların yüzde 75’inin konut fiyatları ve koşullarının uygun olduğunu söylediğini bildirdi. Kurum, “Konut ve kira fiyatlarında düşüşler gördük, görmeye de devam edeceğiz. Vatandaşlarımız da bizimle aynı şeyleri düşünüyor.” sözünü kullandı. Kurum, anketin sonuçlarına ait şu bilgileri verdi:
“Ankete katılan vatandaşlarımızın yüzde 68’i bu projeyle şu an satışta olan ev fiyatlarının, yine yüzde 69’u da kira fiyatlarının düştüğünü ve daha da düşeceğini tabir ediyor. Milletimizin büyük bir kısmı Cumhurbaşkanımıza güveniyor, bizlere güveniyor, TOKİ’ye güveniyor. Çünkü 20 yıldır yaptığımız işler ortada. Yüzde 71 vatandaşımız bu projelerin 2 yıl içerisinde tamamlanacağına inanıyor. Yani vatandaşlarımız birileri gibi söylenen sözleri yanlış anlamamış, birileri gibi çarpıtmamış. Mesajımızı en doğru şekilde almış ve projenin arkasında 8 milyonu aşkın başvuru yapmış. Hele ‘bu projeyi nasıl alacak, nasıl ödeyecek?’ dediğiniz gençlerimiz 2 milyonu aşkın başvuru yapmış ve gerekli cevabı vermiştir. Halen yaptıkları yoğun başvuruyla cevap vermeye de devam ediyor. Yani milletimiz, devletine, Cumhurbaşkanı’na, bizlere inanıyor, güveniyor ve destekliyor. Biz de onları bugüne kadar hiçbir biçimde mağdur etmedik.”
-“3 bin 297 işçi için alım süreçlerimizi başlatıyoruz”
Bakan Kurum, bütçe görüşmelerinde gençlere istihdam müjdesi de verdi.
Genç istihdam seferberliği başlattıklarını vurgulayan Kurum, “2021 yılında Bakanlığımızın ve belediyelerimizin teknik şartnamelerinde yaptığımız değişiklikle genç istihdam seferberliğimizi başlattık. Geçtiğimiz müddet zarfında, 25 bin gencimiz bu proje kapsamında vazifeye başladı. 2023 yılı maksadımızı 50 bine ve daha da üzerine yükseltmiş durumdayız. Tabi buradan bir muştuyu de gençlerimize vermek istiyorum: Bakanlığımız ile bağlı ve ilgili kuruluşlarına merkezi yerleştirme sistemi ile çeşitli branşlarda toplam 3 bin 297 işçi istihdamı için çalışmalarımızı tamamladık, alım süreçlerimizi başlatıyoruz.” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin Avrupa’dan çöp ithal ettiğine yönelik iddialara da yanıt veren Kurum, geri kazanımı mümkün olmayan atıkların, tehlikeli atıkların, bertaraf amaçlı atıkların ithalatının yasak olduğunu kaydetti.
Çevre Kanunu gereğince ekonomik değere haiz, bazı tehlikesiz atıkların ithalatına izin verildiğini bildiren Kurum, “Avrupa’dan Türkiye’ye gelen ham unsurdur ve dönüştürülerek geri kazanılmakta, iktisada katkı sağlamaktadır.” dedi.
Kurum, 2021 yılında 57 bin çevre denetimi ile Cumhuriyet tarihinin en yüksek denetim sayısına ulaşıldığını, 2022 yılının ilk 10 ayında yine rekor kırdıklarını ve 55 binin üzerinde çevre denetimini gerçekleştirdiklerini söyledi.
Kurum, “Çevreyi kirleten 4 bin tesise 434 milyonun üzerinde ceza uygulandı. 310 işletmeyi ise çevreyi kirlettiği için faaliyetinden menettik. Kontrol sayılarını da artırıyoruz.” ifadesini kullandı.
“Avrupa standartlarının üstünde bir ÇED müktesebatına sahibiz”
Kurum, ÇED raporlarında son 4 yılda Bakanlık tarafından 2 bin 343 projenin 936’sına yani yaklaşık yüzde 40’ına olumsuz yanıt verdiklerini kaydetti. Bakan Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:
“ÇED olumsuz kararı verilen iptal yahut iade edilen madencilik faaliyetlerinde ise bu oran yüzde 45. Hiç kimsenin bu manada telaşı olmasın. Biz Avrupa standartlarının üstünde bir ÇED müktesebatına ve hassasiyetine sahibiz. Bugüne kadar olduğu üzere bundan sonra da etrafımızı, tabiatımızı muhafazaya devam edeceğiz. Yeniden endüstriden güce, madenden ulaşıma, turizmden atık idaresine ve tarıma kadar birçok değerli projede yapılacak çok daha fazla projeyi Ek-1 listesine alarak ÇED raporu hazırlanmasını zarurî hale getirdik. Proje bazında hazırlanan özel formatlarda projenin iklim üzerindeki tesiri ve projenin iklim değişikliğinden nasıl etkileneceği ve yeniden iklim değişikliğine müracaata bağlı projeyle ilgili afet ve kaza riski başlıkları altında ÇED raporlarının kıymetlendirilmesi zarurî kılınmıştır.”
Bakan Kurum, hava kalitesi izleme çalışmalarının 2004 yılında başladığını, 18 yıl evvel ülkede hava izleme istasyonu sayısının 35 olduğunu, bu sayının 365’e ulaştığını, çalışmaların etkin yürütülmesi için 8 bölgesel temiz hava merkezi kurduklarını ifade etti.
Kurum’un açıklamalarının akabinde Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ve Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile İklim Değişikliği Başkanlığının bütçeleri kurulda kabul edildi.
(Bitti)
